A
Aselbent ağacının kesilmiş kabuğundan sıcak, odunsu, meyvemsi ve vanilyamsı kokusu olan yapışkan bir aromatik reçine sızar. Endonezya’daki Sumatra’ya özgü olan aselbent yağı sıcaklık vermesi için oryantal, çiçeksi ya da odunsu akorlarda kullanılır ve kehribar kokuların ana unsurudur. Aynı zamanda, parfümcüler için sabitleştirici özelliği ile değerlidir, tütsü yapımında da kullanılır.
Aselbent kelimesinin Arapça “cava tütsüsü” anlamına gelen luban-djawi kelimesinden türediği düşünülmektedir. Birçok Asya ülkesinde aselbent, ruhu büyük sırlara açma gücüyle tanınır.
(A)lfa (H)idroksi (A)sit, yaşlanma ve akne önleyici ürünlerde ölü cilt hücrelerini cildin dış tabakadan arındırmak için kullanılan suda çözünür bir etken maddedir. Arındırmanın kapsamı, AHA’nın tipine ve konsantrasyonuna, pH’ına ve üründeki diğer bileşenlere bağlı olarak değişir.
Laboratuvarda üretilen geniş bir grup organik kökenli bileşeni ifade eder. Genelde parfümeride, Chanel No.5, Chanel No.22, Lanvin Arpege, Lauder White Linen ve diğer klasiklerde kullanılanlar gibi alifatik ya da “yağlı” aldehitlerden bahsederiz.
Bu aldehitler, formüle sabunsu, mumsu, limonsu ve çiçeksi bir etki kazandırır ve bir kokuyu “aldehidik” olarak sınıflandırmak için kullanılır. Taze çiçeksi aldehit, canlı esintilerin ve yasemin, gül, süsen ve vadi zambağı gibi çiçeklerin etkisindedir.
Yeşil çiçeksi aldehitler dendiğinde is, aklınıza yeşil çimen ve bitki kokusu gelsin. Parfümlere açık havanın daha keskin notalarını ve aromalarını sunar. Odunsu floral aldehit ise, sıcaklık çağrışımı yapan bir kokuya sedir, paçuli, meşe ve diğer ahşap ailesindeki kokuları ekler.
İpeksi, odunsu ve baştan çıkarıcı amberwood’un kokusu tıpkı yumuşak bir okşamaya benzer. Gücü, yoğunluğu ve uzun ömürlülüğü ile değerli hammaddelerden biri haline gelen kehribar ağacı, oryantal veya gurme kokuları geliştirmek için kullanılabilir. Ayrıca beyaz çiçek akorları da dahil olmak üzere çiçek notalarına dahildir. Şaşırtıcı olabilir ama sadece erkek parfümlerinde değil, aynı zamanda ana akım kadın parfümlerinde de kendine yer edinmiştir.
Eşsiz kokusu sayesinde, kökeni Hindistan olan bu bitki, parfümlerde genellikle hayvansal kökenli misk yerine kullanılır. Bitkinin meyveleri, ambrette özünü elde etmek için damıtılan fasulye şeklindeki tohumlar içerir. Kokusu tozlu, hayvansı ve hafif meyvemsidir.
Bitki tarih boyunca farklı kısımları ile kullanıldı. Özellikle de hoş kokusuyla değer gören, çekirdeğinin yağı. Bu yağ kozmetiğin yanı sıra alkollü içeceklerde – özellikle acı alkollerde – ve kahvede kullanılıyor. İnce yaprakları ve filizleri sebze niyetine yenirken bitkisi genellikle süs olarak kullanılır.
Misk adaçayının doğal bir bileşimi olan sklareolden sentezlenen bir molekül. Olağanüstü kalıcılıkla birlikte son derece güçlü ve zarif, tatlı tipik bir kehribar notası sağlar.
Parfümlerde, ispermeçet balinalarının sindirim sisteminden elde edilen, sabitleştirici olarak oldukça değerli mumsu bir madde olan doğal amberin yerine kullanılır.
Hasarı önlemeye ve cilt hücrelerini onarmaya yardımcı olmak için serbest radikalleri nötralize eden besinler ve enzimlerdir.
Adaçayı, biberiye, kimyon, lavanta gibi yoğun ot ve baharatlı kokulara sahip bitki grubu aromatik notalar, parfümlerde genellikle narenciye ve baharatlarla sıklıkla bir arada kullanılırlar.
Argan ağaçlarının çekirdeklerinden elde edilen yağı, dermatolojik kozmetiğin önemli yapıtaşlarından; cildi ve saçı besleyen besleyici öğeler ve E vitamini içerir.
Ambergris, diğer ismiyle ambregris veya gri amber, hem kokusu hem de kimyasal yapısından dolayı parfümeride kullanılan bir hammaddedir. İspermeçet balinalarının sindirim sisteminde oluşumuna başlayan gri veya siyahımsı renkte katı, mumsu, yanıcı bir madde olan ambergris, zaman içerisinde tuz ve güneşin etkisiyle katılaşır ve denizi çağrıştıran tuzlu, hayvansal ve tatlı bir kokuya sahip olur ve genellikle kıyıya vurması sonucunda toplanarak elde edilir. Fransızca’da ‘’gri amber’’ anlamına gelen ‘’ambregris’’, Latin dillerinde amber kelimesinin genellikle fosilleşmiş reçineyi, dilimizdeki adıyla kehribarı ifade etmesiyle birlikte, balinadan gelen amberi bu tanımdan ayırmak amacıyla ortaya çıkmıştır.
Günümüzde parfümeride ambergris muadili olarak ambroxide gibi farklı sentetik ve doğal hammaddeler kullanılmaktadır. Markalarımızdan Maison Francis Kurkdjian’ın, Akdeniz’deki ispermeçet balinalarının korunması amacıyla, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Longitude 181 ile işbirliği bulunmaktadır.
B
Retinol’e doğal alternatif doğal. Günlük bakım rutininde bitki bazlı güçlü içeriği hassas ciltler için birebir.
Styrax Benzoin ağacının kesilmiş kabuğundan sıcak, odunsu, meyvemsi ve vanilya benzeri bir kokuya sahip yapışkan aromatik bir reçine sızar.
Endonezya’daki Sumatra’ya özgü olan benzoin yağı, parfümlere sıcaklık ve yumuşaklık getirmek için oryantal, çiçek veya ağaç akorlarında kullanılır ve kehribar kokularının temel unsurlarından biridir. Ayrıca parfümcüler tarafından sabitleyici özellikleri nedeniyle tercih edilir ve tütsü yapımında da kullanılır.
Benzoin kelimesinin, Cava tütsüsü anlamına gelen Arapça « luban-djawi » kelimesinden türediği düşünülmektedir. Birçok Asya ülkesinde benzoin, ruhu büyük sırlara açma gücüyle tanınır.
Portakal değil, limon değil – bergamot.Bu küçük armut şeklindeki narenciye, Güneydoğu Asya’da ortaya çıksa da bugünkü üretiminin %80’inden fazlası İtalya’daki Kalabriya bölgesinde yapılıyor.
Kabuğundan çıkarılan uçucu yağ, taze, baharatlı ve hafif mayhoş olan zarif aromasıyla kokuya nitelikli bir parlaklık verir. Biraz odunsu olabilir ve bazı insanlar ara sıra gizlenen lavanta kokusunu duyabilir.
Kalabriya Bergamotu, Neo-Bloom marka seçkisinde yer alan Aqua Di Parma’da özel saf bir parfüm: BERGAMOTTO DI CALABRIA, Beymen ve Beymen.com’larda keşfedebilirsiniz.
(B)eta (H)idroksi (A)sit, gözeneklere derinlemesine peeling yaparak akne ve siyah noktaları hedef alan, yağda çözünen bir etke maddedir. Alfa hidroksi aside (AHA) kıyasla daha az tahriş edicidir; en etkili sonuçları akne eğilimli ciltlerde verdiği gözlemlenmiştir.
Parfümerde çok yaygın olarak kullanılan, genellikle bir parfüm yağının ana bileşenini oluşturan bir bileşiktir. Güçlü, taze ve meyvemsidir. Yasemin ve gardenya kokularının neredeyse vazgeçilmez en önemli bileşenidir. Karanfil ve vadi zambağı koku izlenimi de dahil olmak üzere çok sayıda çiçeksi koku türünde küçük oranlarda bulunur.
H vitamini olarak da bilinen B kompleks vitamininin bir parçasıdır. Hücre büyümesine ve yağ asitlerinin üretimine yardımcı olarak saç, cilt ve tırnaklara sağlıklı görünüm kazandırır.
Kuzey Yarımkürenin soğuk bölgelerine özgü odunsu bir çalıdır ve mayhoş meyveleri için yetiştirilir. Açtığı çiçek yoğun meyveli ve egzotik bir kokuya sahiptir. Parfüme tazelik ve berraklık kazandıran gizli yardımcı; diğer tatlı meyvelere kıyasla daha ekşimsi ve hangi kısımlarının kullanıldığına bağlı olarak daha yeşil çıkabilir.
Fransızların ünlü likörlerinden Crème de cassis likörü adını ana malzemesi olan siyah Frenk üzümünün alıyor. İçkinin modern versiyonu 1841’de, önceki yüzyıllarda üretilen Frenk üzümü likörü “ratafia de cassis”in yerini aldığında ortaya çıkmıştır.
Beyaz çay, İngilizce adıyla white tea, ”çay” dediğimizde genellikle kastettiğimiz, yeşil çay ve siyah çayın da ondan üretildiği Camellia sinensis bitkisine ait bir çay türüdür. Diğer çay çeşitlerinden farklı olarak, üretiminde genellikle bitkinin henüz açmamış ve en körpe yaprakları kullanılır ve yapraklar başka hiçbir işlemden geçmeden direkt olarak kurutulur. Bu minimal işlem, beyaz çaya taze, şeffaf, çiçeksi, bitkisel ve narin aromasını verir.
Antioksidanlar açısından zengin olan beyaz çay özütü, cilt bakımında da sıklıkla tercih edilen bir içeriktir. Jorgobé’nin White Tea Moisturizer’ında başrolde olan etkili içerik, cildi serbest radikal hasarından ve çevresel stres faktörlerinden korur, oksidatif stresi nötralize ederek erken yaşlanmayı önler, cilt sağlığını ve dayanıklılığını destekler. Beyaz çay özütü ayrıca iltihap önleyici özelliklere sahiptir, kızarıklığı ve tahrişi yatıştırmaya ve hassas veya akneye meyilli cildi sakinleştirmeye yardımcı olur.
Taze, otsu, aromatik ve odunsu olan Biberiye özü, 3 metre yüksekliğe ulaşabilen ve yaprak dökmeyen bir çalıdan elde edilir. Çiçek açan saplarının buharla damıtılmasıyla özü çıkarılır.
Biberiye Fransa’nın güneyinde, Tunus’ta, Fas’ta ve İspanya’da parfümeride kullanılmak üzere yetiştirilmektedir. İspanyol biberiyesinin kendine has bir kokusu vardır. Biberiye esansı erkek eau de toilette ve kozmetik ürünlerinde kullanılmaktadır.
Akdeniz kıyılarına özgü, adı deniz çiği anlamına gelen Latince “rosamarinus” kelimesinden türetilmiştir. Antik Yunanistan’da öğrenciler hafızayı geliştirmek için Biberiye’den yaptıkları çelenkleri takarlarmış. Orta Çağ’da ise kötü ruhları, cadıları ve vebayı uzak tutmak için yastıkların altına konurmuş.
C
Kaşmeran adı, kaşmir yünün pürüzsüzlüğünü ve yumuşaklığını hatırlatan dokunsal hissinden türemiştir. Misk kokulu, odunsu ve kehribar özelliği, baharatlı karanfil çiçeklerini, oryantalleri ve odunsu akorları tamamlayan modern kokularda oldukça popülerdir. Birçok modern parfüm formülünün özünü oluşturmasıyla, günümüzde parfümcülerin paletindeki hayli popüler sentetik içeriklerin arasında yer alır.
Sentetik ve doğal kaynaklardan temin edilebilen berrak ila kısmen sarı bir sıvıdır. Kendine has kokusu sitronella mumlarına can verir, çiçek, gül, vadi zambağı, meyveli ve narenciye kokularına canlı birer nota olarak ilave edilir. Sitronelol, kısa tatlı bir limon kokusu yayılmasıyla başlar ve yerini hemen biraz daha keskin tipik bir sitronella mumu kokusu alır. Buna rağmen, genel izlenimi taze ve yeşil kalır ve zamanla daha gül gibi, yaygın ve hafif yağlı bir karakter geliştirir. Bu ilk değişimlerden sonra kokusu oldukça lineer ve kalıcıdır.
Sitronelol çok yönlü bir materyaldir. Gül alkollerindendir ve geraniol, nerol ve fenil etil alkolle birlikte birçok gül kokusunun temelini oluşturur. Bununla beraber, diğer çiçeksi kompozisyonlar ve narenciye ya da bitki kokuları gibi birçok başka kullanım alanı muhtemeldir.
Uluslararası kabul gören en büyük kozmetikte doğallık sertifikasyon programlarından biri olan COSMOS, doğal ve organik kozmetik ürünlerini kapsamaktadır. Bu sertifikasyon, doğal ürünlere verilen COSMOS Natural ve organik ürünlere verilen COSMOS Organic olmak üzere ikiye ayrılmakla birlikte, hammaddelere verilebilen COSMOS Certified veya COSMOS Approved gibi bazı diğer sertifikaları da içermektedir. Sertifikaya hak kazanacak kozmetik ürünlerinin üretim süreçlerinin mümkün olan en sürdürülebilir uygulamalarla ve belirli standartlara uygun şekilde gerçekleştiğini temin eden sertifikasyon, günümüzde 78 ülkeden 34 binden fazla üründe bulunmaktadır. Markalarımızdan L:a Bruket’ın ürünleri, çeşitli COSMOS sertifikasyonlarına sahip. Ayrıca cosmos-standard.org websitesinden satın aldığınız tüm ürünlerin sertifikasyon ayrıntılarını kontrol etmek de mümkün.
Cruelty-free, bir ürünün üretim aşamalarının hiçbirinde hayvanlar üzerinde deney yapılmadığını ve hayvanların hiçbir aşamada herhangi bir zulme maruz kalmadığını ifade eder. Kelime karşılığı olarak Türkçe’si ‘’zulüm içermez’’ anlamına gelen ifade, hayvan dostu bir markaya ait veya kendi içerisinde hayvan dostu bir ürün satın aldığınız anlamına gelir. Genellikle makyaj ürünleri için yaygın kullanılan bir ifade olmakla birlikte, uygulama tüm kozmetik kategorileri kullanılabilmektedir. Cruelty-free ürünler üzerinde bulunabilen tavşan ikonu, uluslararası olarak kabul edilen tek cruelty-free sertifikasyon programına işaret etmektedir.
Aslen Orta Doğu’dan gelen siklamen, çuha çiçeği gibi Primulaceae familyasının çiçekli bir bitkisidir. Çiçekleri beyazdan kırmızı, kırmızdan pembeye birçok farklı renkte karşımıza çıkar. Sadece bazı türleri kokuludur.
Siklamen notası, kokulu kreasyonlara hafif nemli ve yeşil çiçeksi bir tazelik getirir. Siklamen parfümü laboratuvarda diğer hammaddelerden, özellikle siklamen aldehitten üretilir ve taze ve hafif sulu bir kokuya sahiptir.
Antik çağlardan beri bilinen siklamen, 16. yüzyılda Avrupa’da tanıtıldı. Birkaç renk çeşidi popülerlik yakaladı ve bugün, çiçekçiler tarafından en çok satılan çiçeklerden biri haline geldi.
Otsu bir bitki olan cypriol, bilimsel adıyla Cyperus scariosus, aynı botanik aileye ait olan papirüse çok benzer. Cypriol’ün kısa, ince, parlak yeşil yaprakları olan dik ve köşeli bir gövdesi vardır. Aynı zamanda geleneksel Çin tıbbında da önemli bir yeri olan bitki; topraksı, paçuliyi ve terpeni andıran, hatta yer yer odunsu, derimsi, ambersi ve isli olarak tanımlanan kokusuyla parfümlerde sıklıkla tercih edilen bir notadır. Ağırlıklı olarak Avusturalya, Yeni Gine ve Hindistan’da yetişen bitkinin parfümeride kullanılmak üzere çıkarılan yağı, bitkinin yapraklarından değil, kök saplarından elde edilmektedir.
Cypriol, markalarımızdan Nishane’nin Favonius, Deziro ve Shem gibi, çok sevilen birden fazla tasarımında sahneye konan, çok özel bir içerik.
D
Banyo malzemelerinden çok amaçlı temizleyicilere ve güzel kokulara kadar her tür üründe kullanılan dihidromirsenol, günümüzde belirgin bir şekilde erkeksi kokular ve kozmetiklerle ilişkilendirilen güçlü, karmaşık bir kokuya sahiptir.
Narenciye, özellikle kireç kokularını desteklemek için son derece iyi çalışır ve iyi bir etki için büyük miktarlarda kullanılabilir. Güçlü temel ürün kokularını maskelemede de mükemmeldir. Kokusu misket limonu, lavanta, bergamot, kişniş ve kolonya olarak tanımlanabilir.
Doğal: Bu ifade, ülkemiz özelinde, ürün bileşiminin 95’inin doğal içerikli olduğu ürünlere işaret eder ve yasal düzenlemeye tabidir. Dünyada ise bazı ülkelerde bu ifade, ürünün, kısmen doğal kaynaklı hammaddelerle üretilmiş olması gibi çok daha geniş kapsamlı ve yasaya tabii olmayan uygulamaları ifade edebilmektedir.
Organik: Bu ifade, ürünün, organik tarım faaliyetleri esaslarına uygun olarak üretilmiş yani GDO’lar veya pestisitler gibi kimyasal katkı maddeleri içermeyen hammaddelerden oluştuğunu ifade eder ve ürünün Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait Organik Sertifikası’na sahip olduğunu belirtir.
Temiz içerikli / Non-toxic (zehirsiz): Bu ifade ise, ürünün, deneylerde insan bedeninde toksik tepkiyle ilişkilendirilmiş yani insan sağlığı için zehirli olarak sınıflandırılan bileşenler içermediğini ifade eder fakat ülkemizde henüz bir yasal düzenlemeye tabi değildir.
E
Eğrelti ya da eğreltiotu, İngilizce adıyla fern, bilimsel adıyla Polypodiaceae ailesi ve bazı Pteridophyta türleri, 12.000 çeşidi bulunan bir çiçeksiz bitkiye verilen genel isimdir. Birçok tür ve cinsi, tropikal bölgelerde genellikle ağaçsı, ılıman bölgelerde otsu olarak yetişir. Kök sapları toprak altında bulunan eğreltiotunun yaprakları ince, uzun ve çok parçalıdır.
Lüks cilt bakım ürünlerinde sıklıkla tercih edilen bir içerik olarak eğreltiotu özütü, çevresel faktörlere karşı cildin direncini güçlendirmek, ciltteki kolajen ve elastinin parçalanmasını önlemeye yardımcı olmak, ciltteki kolajen üretimini uyarmak, hiperpigmentasyonu önlemek ve azaltmak gibi birçok farklı amaca hizmet etmektedir. İngilizce’deki adı Royal fern olarak da geçen Osmunda regalis, Royal Fern markasının doğuşuna ilham veren bitkidir ve bu özel eğrelti otunun özütü, markanın tüm ürünlerinde bulunmaktadır.
F
Frezya, Güney Afrika’ya özgü uzun ömürlü bir çiçek soğanıdır. Narin ve hoş kokulu çiçekleri çok çeşitli renklerdedir: beyaz, sarı, pembe ve bazen de leylak rengi.
Frezya, tatlı, neredeyse meyvemsi vurgularla yasemin ya da portakal çiçeğini çağrıştıran berrak bir çiçek kokusuna sahiptir. Frezya notası, laboratuvarda diğer bileşenlerden sentetik olarak yeniden üretilir.
Süsen ailesinden olan Frezya adını, botanikçi Ecklon tarafından Freese adında bir doktora ithafen 19. yüzyılda aldı.
G
Shakespeare’in Juliet’e yazdığı satırlardan biri şöyledir:
“Gülün adı başka bir şey olsaydı da güzel kokardı.”
Türü, işlenme biçimi ve değişebilen narin kokusu sebebiyle tarih boyunca edebiyatta olduğu kadar parfüm dünyasının da kutsadığı bir çiçek türü. Bir gül kokusu, çok taze, canlı bir görünüme ya da balsı yüzeye hatta kozmetik, pudramsı bir kokuya sahip olabilir. Pers kökenli olan ‘cüce lahana gülü’ Fas’ın Grasse bölgesinde, Şam gülü Bulgaristan, Türkiye ve Fas’ta yetiştiriliyor.
Yeşil, acı, balzamik ve aynı zamanda baharatlı, odunsu ve topraksı… Kasnı, Kuzey İran dağlarının yanı sıra Batı Asya ve Orta Doğu’da yetişen bir bitki türünden üretilen aromatik bir sakız. Bitkinin köklerine deşmeler yapılarak toplanır. Daha sonra, bir öz elde etmek için damıtılır ya da eritilerek yumuşatılıp reçine haline getirilir.
Eski Mısır’da, kalıcılığı nedeniyle parfümlerin birincil bileşeni olarak geniş çapta kullanıldı. Şifalı özellikleri nedeniyle Mısırlılar tarafından yaygın olarak yetiştirildi. Tütsü olarak kullanımı çok uzun bir geçmişe sahip olan Kasnı’dan kutsal tütsünün önemli bir bileşeni olarak İncil’de de bahsedilmiştir.
Parfüm, deodorant, çay ve yemek tatlandırıcılarında bulunan ve aynı zamanda yaraları iyileştiren geranium, gül, limon ve naneyi anımsatan mis kokulu yaprakları sayesinde sayısız kullanım alanına sahiptir. Anavatanı Güney Afrika olan esansiyel yağ, çiçek açmadan önce, özsu ile dolduğunda yaprakların ve gövdelerin buharla damıtılmasıyla üretilir. Reunion veya «Bourbon» geranium kokusu pembe, naneli meyvemsi, Kuzey Afrika geranium kokusu ise pembe ve otsudur.
Botanik adı, bitkinin meyvesi bir turnanın gagasına benzediğinden, turna anlamına gelen Yunanca geranos kelimesinden türetilmiştir.
Bir şeker kamışı türevi olan bu alfa hidroksi asit (AHA), yaşlanma ve akne karşıtı cilt bakımında ana peeling bileşenidir.
Genellikle bir estetisyen tarafından gerçekleştirilen, ancak evde daha hafif tedavilerde de kullanılan, ölü cilt hücrelerinin dış tabakasını soymaya yönelik, ince çizgileri azaltan ve cilt tonunu aydınlatan kimyasal bir peelingdir.
H
Bilimsel tam adı metildihidrojasmonat olan Hedione, yasemini andıran çiçeksi, ferah, şeffaf ve aydınlık kokusuyla uzun yıllardır parfüm sektöründe önemli yer sahibi olan bir koku molekülü. 1958’de Firmenich tarafından keşfedilen molekül, parfümlerde genellikle orta veya üst notalarda kullanılmaktadır. Yasemin kompozisyonlarında kullanımı yaygındır ve çiçek ailesinin yanı sıra hemen hemen tüm koku türlerine orijinal efektler vererek, zarif, şeffaf, çiçeksi ve narenciye kokularını ışıldatır. Çok çeşitli parfümlere doğal bir pürüzsüzlük ve parlaklık kazandırır.
Cildi nemlendiren ve dolgunlaştıran su bazlı bir bileşendir ve vücudumuzda doğal olarak oluşan ve yaşlanmayla birlikte azalan bir karbonhidrat çeşididir.
İ
İris, gece yarısı mavisinden sarı ve pembeye kadar değişen neşeli renk dizisi sayesinde adını Yunanca ‘gökkuşağı’ kelimesinden alır.
Yeraltından gelen gizemli bir koku. Güzel İris (süsen) çiçeği bitkisinden elde edilen, parfümeride kullanılan bir kök. Kendine özgü aromasının tam olarak gelişebilmesi için en az üç yıl serin ve kuru bir yerde muhafaza edilir. Bu pahalı bileşen ardından ince toz halinde işlendiğinde zengin çiçeksi, yoğun bir koku ortaya çıkar. Genellikle tozlu, hafif acı ve nişastalı notalara sahip menekşeleri çağrıştırır.
İncir, İngilizce’deki adıyla fig, bilimsel adı Ficus carica olan, meyve veren bir ağaç türüdür. Genellikle Akdeniz ülkelerinde yaygın olan ve hasadı yaz mevsiminde yapılan ağacın hem meyvesi hem de yaprağı, parfümlerde yaygın olarak kullanılan bir notadır. Genellikle üst veya orta notalarda yer alan incirin koku profili olgun meyvemsi, tatlı, ballı, çiçeksi, yeşil, taze ve sütlü olarak tarif edilir. Parfümlerde doğal materyal veya sentetik akor formunda bulunabilen incirin kokusu, Stemone gibi bazı sentetik moleküller yoluyla replike edilebilmektedir. Acqua di Parma’nın Blu Mediterraneo koleksiyonundan Fico di Amalfi, bu yaz meyvesini en parlak haliyle yansıtmayı başaran tasarımlardan biri.
J
E vitamini yüksek çöl bitkisi özü, doğal cilt yatıştırıcı ve iyileştirici özelliklerini sağlar.
L
Bergamot, limon, lavanta, gül ağacı ve kişniş gibi çoğu uçucu yağda bulunan doğal bir kimyasal. Sentetik olarak da üretilen bu renksiz sıvı, çiçek kokularına ve çay notaları oluşturmaya uygun, baharatlı çiçeksi bir karaktere sahip.
Vadinin minik beyaz narin ve hoş kokulu çiçekleri, görünüşte masum ama doğasında ölümcüldür. Her parçası birbirinden zehirli olan bu çiçek, parfümörlerin ondan istifade etmek için teknikler geliştirmesini salık verdi. Çiçeksi, lezzetli, yeşil, temiz ve taze olan kokusu her şeye değerdi. Vadi zambağı akoru için Hedione ve Silviyal, Bourgeonal, Jasmonal H gibi bazı çiçek notalarından ve ikinci fazında bazı gül notaları ve misklerden istifade edilir.
Rahatlatıcı, hafif dumanlı ve taze kokulu lavantanın mor tarlaları aklımıza hep güney Fransa’nın manzaralarını getirir. Bununla birlikte, şu anda en büyük üreticisi olan Balkanlar’ın yanı sıra Güney Afrika, Avustralya ve Akdeniz’in diğer bölgelerinde de üretilmektedir.
Bu çalı bitkisinin birkaç türü vardır, ancak parfüm endüstrisinde en çok kullanılanları L. officinalis ve lavandinlerdir. Lavanta ve lavandin esansları, taze kesilmiş çiçek başlarının buharla damıtılmasıyla üretilir.
Lavanta adı Latince kökenlidir ve «yıkamak» anlamına gelen lavare fiilinden türetilmiştir. Antik çağlardan beri bilinen lavanta, Romalılar tarafından banyo ve çarşafları kokulandırmak için kullanılıyordu. Lavanta suyu, İngiltere Kralı 1. Charles’ın eşi Fransa Kraliçesi Henrietta Maria’nın en sevdiği kokuydu ve onu bu kadar popüler yapan da oydu.
M
Koku ve dil arasında, kelime dağarcığımızda bir kan uyuşmazlığı var, çoğumuz kokuları tarif etmekte zorlanıyoruz. Tam da bu sebep, fütüristlerin yenilikçi koku alma uygulamaları ve modernist koku ile ilişkilerini tanımlamak için kendi kelimelerini icat etmelerine ilham verdi. Sözcükleri duyusal öğelere dönüştürerek duyusal dünya ile bunu temsil eden sözcükler arasındaki boşluğu kapatmaya çalışan fütüristlerden bize bir armağandır. mise en senteur, tiyatro dünyasındaki mise-en-scène’den türeyen ve bir koku aranjmanı anlamına geliyor:
Marinetti’nin Fütürizm manifestosunda da yer verdiği üzere; “Koku, yalnızca koku! Bir hayvanın tek ihtiyacı olan da bu!”
Komifora cinsinin küçük ve dikenli bir ağaç türünden üretilen reçine sakızıdır. Baharatlı, meyan köklü, odunsu bir kokuya sahiptir. En iyi sonuçlarını, ışıltılı ve neşeli özelliklerini tamamlamasıyla, sıcak ve şehvetli görünüm verdiği oryantal kokularda verir.
Tütsü gibi mür de hem ev tütsüleri hem dini tütsülerin hazırlanmasında, parfümlü yağlarda, ilaç niyetine sürekli kullanılmıştır. Mısır tıbbi metinlerinde geçen mür, buhur ile birlikte mumyalama için de kullanılmıştır. Tıbbi açıdan antiseptik ve yatıştırıcı özelliklere sahiptir.
Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’ya özgü, çok yıllık bu bitkinin uzun çiçek sapları kümenin merkezinden büyür ve çiçeğinden daha kısa gövdeli yuvarlak, kalp şeklinde yapraklarla çevrelenir. Mart ve Nisan aylarında çiçek açar. Mutlak menekşe yağını üretmek için sadece yapraklar kullanılır.
Menekşe, gül ile birlikte İngiliz yazarların en sevdiği çiçeklerden biridir. Bir Yaz Gecesi Rüyası’nda elf Puck, Titania’nın gözlerine sürüldüğünde onu kocası Oberon’a aşık edecek bir sıvı yaratabilmek için bir demet menekşe toplar.
N
Neroli yağı, acı portakal ağacının çiçeğinden üretilir. Bu portakal türü yemek için fazla ekşidir, acılığı, bu portakal türünü diğer portakal çeşitlerinden çok daha aromatik kılar. Kokusu narenciye, hafif, biraz acı, portakal ve bal çiçeği esintilidir.
Neroli’nin hemen hemen tüm kısımları koku endüstrisinde kullanılır: Uçucu yağı meyvenin kabuğundan elde edilir, yaprakları turunç yağı üretiminde kullanılırken narin beyaz çiçekleri neroli ve portakal çiçeği özütü üretimine hizmet eder.
Neroli, adı kadar popülerliğini, eldivenlerini ve banyosunu parfümlemek için acı portakal yağını kullanan İtalya, Bracciano düşesi ve Nerola prensesi Anne Marie Orsini’ye borçlu. O gün bugündür “neroli”, neroli’den fazlası.
Suda çözünen özelliğe sahip nikotinik asit – niacinamide, doğal güzelliği parıldatan porselen etkili bir bileşen, bir B3 vitamin formu. Cildi beslerken sıkılaştırarak güçlendirirken, lekeli görünümü yeniler, cilt tonunu dengeler. Işıltılı ve aydınlık bir görünüm için güzellik rutininizde güvenilir markaların doğal ve organik bileşenlerini tercih edin.
KEŞFET: Danimarka menşeli Jorgobé’nin 100% lüks vegan bakım seçkisinden Niacinamide Peel-off Mask, Jorgobé Niacinamide Serum.
Nilüfer, İngilizce’deki adıyla lotus flower, bir su bitkisi türüdür. Parfümeride sıklıkla çiçek buketlerini taze şakayık veya sümbül ile zenginleştirmek için kullanılır. Erkek parfümlerine taze, kristal bir boyut kazandırır.
Dünyanın en eski çiçeklerinden biri olarak bilinen Lotus, aynı zamanda bilgelik ve dinginlik ile ilişkilendirildiği Hindistan’da ve Budizm’de kutsal bir unsur.
O
Anavatanı Çin’de el üstünde tutulan Osmanthus, meyveli kayısı, kuru erik ve kuru meyve notaları içeren ince çiçek kokulu küçük bir çalı. Beyazdan altın sarısı, turuncuya kadar değişen narin çiçekleri, sonbaharda 10 gün boyunca açar. Osmanthus çiçekleri pahalı olması nedeniyle parfümde değerli bir bileşendir.
Efsaneye göre Çin’de, bir tavşanın yapraklarının gölgesinde yaşam iksirini hazırladığı Ay ile ilişkilendirilmiştir. Uzakdoğu’da ise çaya eklenerek kullanılır.
Odunsu kokular, adında da saklı olduğu gibi ağaç, kök, reçine, yosun ve toprak nitelikleri taşıyan, yaprak ve ot gibi malzemelerden elde edilen notalarla karakterize edilir.
Ö
Hindistan ve Güney Doğu Asya’da yetişen nadir bir ağaç. Çok ince kokulara sahip hoş kokulu aromatik reçine üreten çeşitli mantarların etkisinde yetişir. Ağacın reçinesi, damıtılmasının ardından benzin elde edilmesini mümkün kılar. Sıcak, odunsu ve reçineli kokusu sandal ağacını andırır.
Oud, kült ve klasik parfümlerin ana malzemesinde liste başında yer alır. Neo Bloom markaları arasında yer alan Maison Francis Kurkdijan’ın kusursuz Oud çeşitlemelerini Beymen ve Beymen.com’da keşfedebilirsiniz.
Öd ağacı nadirdir ve çok aranır. Asya tıbbında ve tütsü tasarımında kullanılır. Aynı zamanda en saygın tütsülerden biridir ve altın ağırlığından daha pahalı olduğu söylenir.
P
Kokusu küflü-tatlı ve topraksı, 70’lerin hippi “çiçek gücü”nün sembolü. Modern paçuli, küflü bileşenlerini çıkartmak için genellikle moleküler olarak değiştirilir. Bu tropikal bitki Endonezya’ya özgüdür ve büyük, kokulu, tüylü yapraklarıyla beyaz, leylak rengi çiçeklere sahiptir. Özü, kurutulmuş yapraklarının buharla damıtılması sonucunda elde edilir. Moleküler damıtma, yüksek vakum altında kademeli damıtmadır.
Endonezyacada paçuli kelimesi “yeşil yaprak” anlamına gelir. Yüzyıllar boyunca kaşmir şallar, değeri artsın diye ve böceklerden korunması amacıyla paçuli ile kokulandırılmıştır. 19. yüzyılın ortalarında İngiltere’ye ithal edilmesiyle Viktorya dönemi keseciklerinde, saksılarında ve kokularında temel öğe haline gelmiştir.
Bitkilerden elde edilen bileşenlerdir. Dünyanın en köklü sağlık ve tıp geleneğinin temelini oluşturan phytoactive’lerin (fitoaktiflerin) tarihi, 3.000 yıldan daha bir zaman dilimi ile Hindistan’a dayanıyor.
İyileştirici yeteneğe sahip bitkilerden elde edilen spesifik aktif bileşenler, Royal Fern’de markaya adını veren eğrelti otunun hücresel savunma özelliklerini güçlendiren ek fitokimyasallar ile Royal Fern Complex’inin eşsiz formülünü oluşturuyor. Royal Fern’in lüks vegan cilt bakım ürünlerini keşfedin.
Bir kolyeye bağlayabileceğiniz küçük kırmızı boncuklar gibi… Pembe biberler aslında yalancı karabiber ağacı çalısının meyveleridir, fakat benzerliği ve karabiber tadını andırması nedeniyle bu şekilde adlandırılmışlardır. Güney Amerika’dan gelen pembe biber, Güney Fransa, Hindistan, Mısır ve Fas’ta yetiştirilir. Meyveleri tatlı, aromatik bir tada sahiptir ve kokusu baharatlı ve tazedir. Uçucu yağı tohumlarının buharla damıtılması sonucu elde edilir. İlginçtir ki, İnkalar “mulli” adını verdikleri pembe biberin gizli değerini biliyorlardı ve meyvelerini yaraların ve enfeksiyonların tedavisinde kullanıyorlardı.
DİKKAT: Kaju ailesinin bir parçası olarak, ağaç fıstığı alerjisine sahip kişilerde reaksiyona neden olabilirler.
Petrikor, İngilizce yazılışıyla petrichor, yağmur damlacıklarının kuru toprak yüzeyine düşmesiyle meydana gelen toprak kokusudur. Sözcük, Antik Yunanca kaya anlamına gelen pétra/pétros ve Yunan mitolojisinde tanrıların damarlarında akan sıvı anlamındaki ikhṓr kelimelerin birleşiminden oluşmuştur. Bu ifade, bir doğa olayı sonrasında ortaya çıkan kokuya verilen tekil isim olması dolayısıyla, kokulara dair kelime dağarcığımız açısından büyük değere sahiptir. Doğal olarak oluşan bu kokunun, parfümlerde yağmur kokusunu replike etmek amacıyla kullanılan sentetik muadilleri de mevcuttur.
Parfüm notası olarak portakal çiçeği, İngilizce’de orange blossom, bilimsel ismi citrus aurantium olan turunç ağacının çiçeklerini ifade eder. Bu fark, turunç ağacının çiçeklerinin koku yoğunluğu sebebiyle, portakal ağacının çiçeklerine oranla, parfümde kullanılmaya daha uygun olmasından kaynaklanmaktadır. Portakal çiçeği; narenciye tonlu, tatlı, parlak, indolik, yeşil, ballı, temiz, sabunsu olarak tanımlanabilen kokusuyla parfümlerde genellikle orta notalarda sıklıkla kullanılan bir notadır. Parfüm piramitlerinde görebileceğiniz ve aynı bitkiden elde edilen neroli ile farkı ekstraksiyon metodu, ve bu sebeple de koku profilidir.
Dünyada birçok yerde yetişen turunç ağaçlarının çiçekleri, parfümeride kullanım için yoğun olarak İspanya, Fas ve Tunus’tan gelmektedir. Ülkemizde portakal ağaçlarının en yaygın olduğu yerlerden biri olan Adana’da Nisan ayında Portakal Çiçeği Festivali düzenlenmektedir.
Portakal çiçeği, Maison Francis Kurkdjian’ın 2024’te yeniden yorumlayarak lanse ettiği tasarımı APOM’u oluşturan en önemli akorlardan biri ve tasarıma kremsi, çiçeksi ve yumuşak yönünü veriyor.
R
A vitamini türevi ve daha hafif retinoik asit formu olan retinol, yaşlanma karşıtı cilt bakımında yaygınlıkla en önemli bileşen olarak kabul edilir.
S
Endonezya ve Hindistan’da yetişen bu çalı diğer bitkilerin köklerine yapışan dallarıyla küçük köklere sahiptir ve sadece diğer ağaçlarla birlikle dikilirse hayatta kalırlar. Yeraltında kalan ağacın kısmı en zengin öze sahip olan kısımdır. İlk kesimi 30 yaşından önce yapılmaz. Kökleri ve öz odunu, buhar damıtma için talaşa indirgenir. Öz, satışa çıkmadan 6 ay yaşlandırılır.
Yüz bakımında rutine giren serumlar cildin derinliklerine nüfuz eden besinler, seramidler, gliserin ve vitaminler dahil olmak üzere yüksek yoğunlukta aktif bileşen içeren yağ veya su bazlı formüller içerir.
Uzun, görkemli ve kutsal… Bu saygıdeğer hep yeşil ağaçtan elde edilen yağ, parfüm dünyasının en eski bileşenlerinden biridir. Reçineli, mantarlı, rayihalı, tozlu, yeşil ve toprak vurgulu, kurşun kalem talaşlarına benzer kuru ve odunsu bir kokuya sahiptir. Sedir ağacı, Himalayalar ve Akdeniz’e özgüdür ve Orta Doğu, Fas, ABD ve Kore’de işlenmektedir.
İlginçtir ki, Ortadoğu’da hamamların buharında sedir esanslı parfümler kullanılırdı. Aynı zamanda, Amerikan Kızılderilileri pipolarını doldururlardı ve kozmogonilerinin altı yönüne bir adak olarak tatlı kokulu dumanı üflerlerdi.
Ş
Şakayık, İngilizce’deki adıyla peony, Paeoniaceae (Şakayıkgiller) familyasının tek cinsi Paeonia altında yer alan türlerin ortak adını ifade eder. Bu bitki Asya, Güney Avrupa ve Kuzey Amerika’ya özgüdür. Çiçekleri ilk bakışta kendini belli eden katmerli bir yapıda olan bitki, Nisan ve Haziran ayları arasında çiçek verir. Parfümeride genellikle orta notalarda sıklıkla kullanılan şakayıkların kokusu tatlı ve pembe izlenimliden, narenciye tonlu ve baharatlıya kadar değişen geniş bir yeplazeye sahiptir. Bazı şakayık türleri güçlü kokuludur, bazı ise kokusuz.
Ex Nihilo Fleur Narcotique, Ex Nihilo Lust in Paradise ve Acqua di Parma Peonia Nobile; şakayığın kendine has kokusunu birbirinden çok farklı profillerde ortaya koyuyor.
T
Buruşuk ve siyahımsı kahverengi tonka fasulyesi, Amazon ormanlarının derinliklerinde bulunan devasa bir ağacın aromatik tohumudur. Kokusu, dağ samanına da kokusunu veren “kumarin” adlı özel bir maddeden gelir.
Yoğun kokuları, vanilya, badem, tarçın ve karanfili andırır. Hasattan sonra çekirdekleri kurutulur, alkole batırılır ve tekrar kurutulur; yüzeylerinde kumarin kristalleri gelişir. Sonra, çekirdekler toz haline getirilir, betonu ve mutlağı üretilmek için çözücülerle özütlenir.
“Tonka” kelimesi, Fransız Guyanası yerlileri tarafından konuşulan Galibi dilinden türetilmiştir ve “fasulye” olarak çevirilir. “Kumaru”, tonka ağacının Karayipler’deki karşılığı.
Bilimsel adı Polianthes tuberosa olan sümbülteber çiçeği, baş döndürücü ve yemyeşil narkotik bir kokuya sahiptir. Frangipani çiçeği gibi, oldukça indoliktir ya da çarpıcı, tamamen olgunlaşmış bir koku eğilimindedir. Hindistan ve Meksika’ya ait bir bitki olan sümbülteber, günümüzde ağırlıklı olarak Hindistan, Mısır ve Fransa’dan gelmektedir. Bitkinin tatlı ve bal gibi olan mumsu beyaz çiçekleri temmuz ayı sonunda açmaya başlar ve uçucu yağı çıkarmak için kullanılır.
XIV. Louis, sümbülteberlerin kokusunu o kadar severmiş ki, mülklerinin her daim bu çiçeklerden oluşan buketlerle süslenmesinde ısrarcı olurmuş. Napolyon, Saint-Helena’da ölüm döşeğindeyken, son sümbülteber kokulu pastillerinin yakılmasını istemiş, böylece onların ağır kokuları yaşamdan ölüme olan yolculuğunda ona eşlik edebilsin.
V
Bir orkidedir ve meyve ürettiği düşünülen 30.000 küsür tür arasında aroması ve meşhur tatlı kokusu elde edilebilen tek türdür. Vanilya tohumunun kabuklarını üretmek uzun bir hazırlık ister ve bu da onu pahalı bir bileşen yapar. Vanilya kabuğu olgunlaşmadan toplanır, sıcak suya batırılır ve aroması gelişsin diye mayalanmaya bırakılır. Son aşamada, kabukları mumsu görünümlerini elde etsin diye güneşte veya fırında kurutulur. Kokusu, mutlak veya sakızımsı üretim için uçucu çözücülerle ya da alkol ile ekstrakte edilir.
Vanilya, Christopher Colombus’un 1502’de Hint Adaları’na üçüncü seferinde keşfedilmiştir. Yerliler ona vanilya aromalı bir çikolata olan Azteklerin “kakaoalt”ını ikram etmişlerdir. Vanilya kabuğu orijinalinde “tlilxochilt” olarak adlandırılsa da telaffuzu zor olduğu için “vanilya” (İspanyolcada küçük kabuk anlamına gelir) ismi korunmuştur.
Tıpkı yıllanmış bir şarap gibi, vetiverin odunsu, dünyevi kokusu yıllandıkça gelişir. En iyi kokular bitkinin 18-24 aylık kökleri ile üretilir. Bu istilacı bitki, Hindistan, Haiti, Endonezya, Reunion ve Malezya gibi tropikal ve subtropikal bölgelerde yetişir.
Kokusunu çıkarmanın üç yolu vardır. Vetiver özü, köklerin buharda pişirilmesiyle üretilebilir; mutlak, zengin bir kir kokusu yaratarak bir solvent yöntemi kullanılarak çıkarılabilir veya “Moleküler Damıtma” adı verilen yeni bir teknoloji sayesinde olağanüstü bir koku elde etmek için karbondioksit kullanılarak da üretilmesi mümkündür.
Reunion Adası sakinleri, yıkanmış ve kurutulmuş kökleri fırça yapmak için ve mobilya ve çarşafları güvelerden korumak için bir güve kovucu olarak kullandılar.
A vitamini, bir diğer ismi retinol bir antioksidandır ve bu nedenle cildin daha yaşlı görünmesine neden olan serbest radikal hasarını azaltabilir.
Serbest radikallerle savaşmak için güçlü bir antioksidan olan suda çözünür bir vitamindir. Kollajen üretimini artırır, cilt renk bozulmalarını azaltır, cildin bariyerini güçlendirir, cildin onarım döngüsünü iyileştirir ve iltihabı azaltır.
Serbest radikal hasarını önlemeye yardımcı olan güçlü bir antioksidandır.
Y
Ağır, tatlı, hafif meyvemsi ve çiçeksi… Kokulu Ylang-Ylang çiçeği parfümeride genellikle iç ya da orta nota olarak yaygın bir biçimde kullanılır. Filipinler ve Borneo kökenli Ylang-Ylang, Hint Okyanusu’ndaki adalar grubu Mascarenes’de yetiştirilir. 1 kilogram uçucu yağ elde etmek için yaklaşık 60 kilogram çiçeğe ihtiyaç duyulur, bu da onu lüks bir bileşen kılar.
Ylang-ylang’ın hem Doğu’da hem Batı’da uzun bir geçmişi vardır. Molucca Adaları’nda insanlar, Macassar yağı olarak bilinen bir saç pomadında birincil bileşen olarak Ylang-Ylang uçucu yağını kullanırlar. Bu yağ, Viktorya İngilteresi’nde o kadar popüler olmuştur ki, Macassar yağının döşemeyi lekelemesini engelleyen dekoratif bir sandalye kaplaması “antimacassar”ın yaratılışına ilham vermiştir.
Yeşil denizde parıldayan beyaz yıldızlar gibi, yaseminin narin, ilahi kokusu, Farsça’da “tanrı armağanı” anlamına gelen bir karşılık alır. Hindistan ve Uzakdoğu’da yetişen yasemin çiçekleri, kokunun en yoğunlaştığı gecelerde toplanır. Yasemin nadir görünümüne karşın, kuvvetli bir aromaya sahiptir. Zeytinyağına batırılmış pamuklu bezlere birkaç gün özenle serilir ve ardından gerçek yasemin özünü bırakarak çıkarılır. “Saf yasemin aroması” olarak bilinen kokudan bir kilo elde etmek için beş milyondan fazla çiçek yaprağının gücü kullanılır.
Grasse’de her yıl gerçekleşen törende, çiçek alayları, çiçek savaşları ve havai fişeklerle yasemine bir kutlama adanır. Aşk ve romantizm ile ilişkisi çok eskilere dayanır. Diğer adı “Meleklerin parfümü” olan yasemin, bilinen bir afrodizyaktır.