Parfümerideki deri notaları ilk olarak birkaç ham maddeden oluşuyordu; dumanlı, tütsülenmiş ve karanlık huş ağacı katranı, balzamik styrax reçinesi ve mürekkebe yakın, odunsu kokusuyla isoquinolines molekülleri. Bunlardan ilki olan huş ağacı katranının (birch tar oil) elde edildiği huş ağacı, daha çok Rusya ve Kanada’da yetişiyor. Bu ağacın öz suyu, siyaha dönene kadar ve hoş bir koku verene kadar kaynatılıyor. Sonuç olarak elde edilen koku, oldukça lezzetli ve bir o kadar karmaşık. Huş ağacı katranı bir taraftan yanmış odundan geriye kalan köz gibi kokarken, bir yandan barbekü sosisinin lezzetli aromalarını barındıryor.
1924 yılında Ernest Beaux tarafından tasarlanan, Chanel’in efsanevi floral-deri parfümü Cuir de Russie, huş ağacı katranının sarmaladığı iris absolütü, sandal ağacı, ylang ylang ve gürültülü sümbülteber akorlarıyla ideal bir deri kokusunun ana hatlarını çiziyor. Pervasız yirmili yıllardan günümüze kadar hayatta kalan tasarım Knize Ten ise Cuir de Russie’den farklı olarak akıl hocası Caron Tabac Blonde’un izinden gidiyor ama daha şeffaf ve züppe bir şekilde karşımıza çıkıyor. Ardından gelen ve benim en çok sevdiğim deri parfümlerinden biri olan bir Germaine Cellier şaheseri Bandit, yüksek doz IBQ (isobutyquiloeine), vetiver, galbanum, karanfil, yasemin ve animalik notalarla oldukça androjen, bir rock star kadar havalı ve karanlık bir evrene sahip.
Modern parfümeride eskiye dair yazılıp çizilen deri akorları pek yer bulmasa da teknolojinin bize armağan ettiği bazı moleküller günümüz deri parfümlerine yön veriyor. Safranın acımsı baharat nüanslarını barındıran ama deri kokusunu da acımasızca yüzümüze vuran safranal ve safraleine moleküllerine Etat Libre d’Orange Rien, Histoires de Parfums 1740, Montale Aoud Cuir d’Arabie parfümlerinde karşılaşıyoruz. Taba rengi süet kokusuyla IFF’in muhteşem bazı Suederal, dünyanın en çok satan deri parfümlerinden biri olan Tom Ford Tuscan Leather’ın ana karakterini oluşturuyor. Fenol molekülü ise zengin deri efektinin tabaklanmış hayvan derisinin dumanlı ve baş döndüren kokusunu barındırıyor.
Fransız niş parfüm evi Maison Crivelli’den Oud Stallion, fenolik bir deri kokusunun tüm ihtişamını gözler önüne seriyor ve bunu oldukça şaşırtıcı bir şekilde yapıyor. Önce gülümseten, sonra ne olduğunu anlamaya çalışırken başınızı sallamanıza neden olan ince bir zeka ve aldatıcı bir netliğe sahip. Deriye dair bütün tabuları altüst eden bu güçlü parfüm oldukça zengin, ballı, biraz acımsı ve köşeleri keskin bir deri parfümü. Kalbinde parlayan gül absolütü, kremsi osmantus çiçeği ve yaseminden oluşan çiçeksi bir senfoninin öd ağacı ile kirlenmesi parfüme erotizm katıyor. Modern ve çarpıcı olan Oud Stallion kesinlikle markanın en iddialı parfümlerinden biri. Tenime sıktığım zaman benimle tüm gün bütünleşen bir kalıcılığa sahip. Sizi asla yarı yolda bırakmayacak olan bu enfes tasarım, ardında bıraktığı belirgin izle çevrenizde karşı konulmaz bir atmosfer yaratıyor.
– Koray Sevinç