1500 TL ve üzeri alışverişlerde kargo bedava + Newsletter'a kaydol, %5 indirim kazan!

Parfümerinin Romantizmi: Çiçekler

Daha önceki yazılarımda çokça bahsettiğim için çiçek kokularına olan bağımlılığımı az çok tahmin edebilirsiniz. Beyaz çiçeklere olan zaafımı belirtmek adına her ne kadar kelimeler kifayetsiz kalsa da yine onlara sığınarak hakkında sayfalarca yazı yazabilirim. Çünkü onlar, masumiyetin, yeni başlangıçların, aşk kıpırtılarının sembolüdür ve kendilerini içine rahatlıkla sokabildikleri bu kılıflar sayesinde satış alanıyla da yakın bir ilişki kurmayı başarmışlardır. Ben çiçekleri, özellikle baharı müjdeleyen çiçekleri ‘parfümerinin romantizmi’ olarak adlandırıyorum. Bu güzelliklerin üzerine yazılacak, anlatılacak o kadar çok şey var ki zaten siz uzak durmaya çalışsanız bile farkına varmadan etkilerine kapılıyorsunuz. Çünkü hepimizin çocukluğuna dair asla kaybolmayan derin bir hatırası var çiçeklerle. Fracas, Beverly Hills, White Diamonds, Poem, Diorissimo, Pleasure, Beyond Paradise ve daha birçok parfümün kalbinde anılarımızı capcanlı kılan çiçek bahçeleri yatıyor.

Güneş ışığının parıltısıyla ışıldayan yeşil yapraklar, rengarenk bahar çiçekleri ve pastel rengi bulutlarla bezeli bir bahar gününün kokusunu yaratmakla uğraştığım günlerde paletimden aklıma gelen ilk çiçek portakal çiçeği oluyor. Önceki yazılarımın birinde bahsetmiştim; portakal çiçeği beni en çok duygulandıran ve bir yandan içimi kıpır kıpır karşı konulamaz bir mutlulukla dolduran, büyüleyici bir çiçek. Baharın gelişiyle birlikte kokusuyla herkesi mest eden portakal çiçeğini her kokladığımda onun farklı bir yönünü keşfediyorum.

Parfümeriye adım atmadan önce sadece yazıp çizerdim, kokularla karşı duygularımı kontrol edemez ve bu heyecanımı paylaşmak isterdim. Parfümör olduktan sonra daha teknik düşünmeye odaklandım ve duygularımı tasarım sürecinde daha kontrol edebilmeye başladım. En basit haliyle “Bir bahar kokusu nasıl olmalı?” sorusunun cevabını kolaylıkla formüle dökebiliyorum. Moleküllerle oynayıp, ana hikayeden sapmadan bütün kompozisyonu zenginleştirme süreci inanılmaz heyecanlı. Bu, bir çiçek hikayesi olmalı ama nasıl bir çiçek? Beyaz misklerle harmanlanmış temiz bir çiçek mi? Daha kırgın, yeşil ve görünmez mi? Daha tutkulu, atılgan ve yoğun mu? Her bir sorunun cevabı hikayeye nasıl başlamak istediğimle ortaya çıkıyor. Bahar için daha temiz notaların, yeşilliklerin, beyaz misklerin ve havadar moleküllerin olduğu bir kompozisona yöneliyorum. Üst notalarda bolca bergamot, dinamik aldehitler ve ıslak yeşil notalar; kalbinde kocaman bir çiçek buketi; baz notalarda ise beyaz misk kokteyli, ambroxan, hedione ve yumuşak ağaç notaları. Her bir nota kalbindeki çiçek buketini ön plana çıkarmalı ama asla gölgesinde kalarak etkisini kaybetmemeli.

Bir bahar parfümüne başlamak şiir yazmak gibi. Sanki görünmez ışığın yönünde kendimizi günün enerjisine bırakmak…

– Koray Sevinç

Görsel: Florent Stosskopf, Where Are You Yves Klein, 2020

Çıkış
Çıkış
Üye Girişi
Çıkış
Sepet (0)

Sepetinizde ürün bulunmuyor. Sepetinizde ürün bulunmuyor.