Kayıp Kentte Olfaktif Bir Yolculuk…
Dünya’da gül denilince akla ilk Isparta gelir ama ben adı efsanelere konu olan gizemli karagülü keşfetmek için yönümü Halfeti’ye çevirdim. 2000 yılında barajın hizmete girmesiyle bir kısmı Fırat nehrinin altında kalan Halfeti, siyah gül yetiştiriciliğinde dünyaya ün salmasıyla biliniyor.
Kadim uygarlıkların yaşadığı, bir kısmı Urfa, bir kısmı Antep olan, devasa kayalıkların çevrelediği bu topraklara adım atar atmaz büyülenmemek elde değil. Kayalıkların görüntüsüne boğulan nehre dalarken, sıcak ve nemli havayla beraber yoğunlaşan onlarca farklı çiçeğin kokusunu hissediyorsunuz. Her renkten gül, portakal çiçeği, yasemin, hanımeli, fıstık ağaçları ve nicesi.
” Halfeti hiç karşılaşmadığım bir deneyim, unutulmayacak bir keşif..”
Karagül koyu rengi nedeniyle diğer güllerden daha çok dikkat çekiyor ve kendine has olfaktif özellikler taşıyor. Parıltılı, oldukça meyvemsi ve kahkaha dolu bir kokuya sahip. Karagüle odaklanmışken gözüm diğer güllere de kayıyor ister istemez. Böylesine farklı renklerde gülü bir arada bulunca hayatımın farklı dönemlerimde deneyimlediklerimi aynı heyecanla tekrar kokluyorum. Favorilerim ise sarı ve pembe güller oluyor. İş arkadaşım ise en çok beyaz gülün kokusunu seviyor.
_ Koray Sevinç